30 Mart 2014 Pazar

Bekar anne olarak hayatta kalmak (gerçek anlamda)





Merhaba

Bu başlıkta bir yazı bloga başladığım zaman yazmıştım. Bu yazının farkı "gerçekten" hayatta kalabilmek üzerine olması.

Ex'ten kurtulmak beni çok rahatlatmıştı, tarifsiz bir duygu ama bir çoğunuz buna benzer bir ferahlara hissetmişsinizdir. " erim evde yok keyfim beyde yok" düsturunda şahane 3 yıl geçirdim. Gönlümce yedim gezdim dolaştım, çocuğumla eğlendim. Yeme işini biraz abartmış olabilirim :/

Hamile kalmadan önce çok düzenli olmasa da iyi kötü spor yapan biriydim. Bunu üniversite yıllarını profesyonel atlet olarak geçirmiş birinin ağzından duyuyorsunuz. Milli takım kampına çağırılmış biriyim ( neden milli olamadığım daha komik bir yazının konusu olacak) Doğum iznindeyken de düzenli spor yaptım, doğum kilolarımın yanısıra birkaç fazla kiloyu da vererek işe döndüm.

İşimi çok seviyordum. Bazı dezavantajları vardı tabi, uzun mesai saatleri, sürekli bilgisayar başında çalışmak ve şahane pastane/vitamin bar. Her öğlen 16 civarı kızlarla buraya uğrayarak abur cuburumuzu yedik, atomları muzlu ballı sütleri höpürdettik. Ve düzenli olarak kilo almaya başladım.

2,5 yılda  aldığım yaklaşık 20 kilo sonucunda bazı sıkıntılar baş gösterdi tabi. Akşamları şiddetli baş ağrısı, ayak bileklerinde şişlik ve ağrılar. Tekrar yüksek tansiyondan da muzdariptim. Bu hafta sonunda bir iç hastalıkları uzmanına gitmeye karar verdim. Dün test sonuçlarını aldım. Durum berbat.    Karaciğerim büyümüş ve insülinle ilgili sıkıntılarım var sanırım. Bir de D vitamini aşırı düşük çıkmış. Henüz doktorlar görüşmedim ama boktan bir durumun içinde olduğum kesin.

Bu yazıyı yazmadan 200 gr Fındıklı biter çikolata yedim. Buna jübile veya altın vuruş demek istiyorum. (Umarım altın vuruş değildir) gerçekten hayatta istediğim son şey Ex'ten önce ölüp oğlumu ona bırakmak. Canım yavrumu götün tekine devredecek değilim.

Şu anda cidden başım ağrıyor ama kendim zorlayarak da olsa yazacağım. Bu noktaya gelmemin sebebi çiğ meyve ve sebze yememem. Her zaman meyve yerine çikolata ve bisküviyi tercih ettim, böyle devam edersem oğlum da benden etkilenecektir. Oturup gerçek bir yetişkin gibi beslenmenin zamanı geldi sanırım.

Dukan, Karatay vs popüler diyetlere girecek değilim. Ama karbonhidrata bir son vermeliyim orası kesin. Bir arkadaşım ketojenik beslenerek şahane bir insana dönüştü, geçen sene bu konu üzerine baya konuştuk ama bir türlü başlayamadım. Galiba her şeyden önce şu üşenikliği üzerimden atmam gerek. Belki motivasyona ihtiyacım vardır. Ölmemeye çalışmak yeterince iyi bir motivasyon olabilir sanırım :/



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder