29 Aralık 2013 Pazar

Peri masalı

Bir varmış bir yokmuş... Çok uzun zaman önce, uzak mı uzak bir ülkede bir genç kız yaşarmış. Bir gün dünyadaki en harika erkek bu genç kızın karşısına çıkmış ve ona çok aşık olduğunu söylemiş; ardından da genç kıza o büyülü soruyu sormuş :"Benimle evlenir misin?"

Genç kız bu soruya hiç düşünmeden "Hayır" diyerek cevap vermiş.

Ve genç kız sonsuza dek mutlu yaşamış. Evi her zaman temiz ve düzenli kalmış, elleri asla soğan ve çamaşır suyu kokmamış, manikürü asla bozulmamış, akşamları koşu bandının üzerindeyken harika filmler/diziler izlemiş ve asla kilo almamış.

Mutlu son ;)



(temsili görsel: fairy tale without prince charming)

Esas Oğlan Mr.T.

öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan
uzaktan seviyorum

Mr.T. İzmirli, sarışın, boylu poslu, insan. İçimde Cemal Süreya okuma arzusu uyandıran. Boşanmış kadına "etin suyunu sıkalım mı hehehe" muhabbeti yapmayan. Kendi annesinden önce benim Anneler Günümü kutlayan. Benim oğlumu biyolojik babasından çok düşünen.

Şansım şansındır.

Bu yaz teknenin bakımını ihmal etme, birlikte açılacağız.

2013 biterken, no fucks were given that day...




Bir seneyi daha hiç etmenin dayanılmaz hafifliği içindeyiz sevgili okurlar.

Bu sene neler yaptık? En sonunda ex'ten boşanabildik. Kimsenin temyize gitmemesi şık oldu. Yılın olayı buydu aslında.

1.Ama neyse kronolojik olarak gidelim. Ex'ten sonra tekrar erkek cinsinden hoşlanabilmemi sağlayan yegane adam birlikte geçirebildiğimiz 31 aralık 2012 gününden sonra bir daha benimle iletişim kurmadı. Başta bunu "neden hep ben Ankara'ya geliyorum, neden sen İstanbul'a hiç gelmiyorsun" diye tatlı serzenişlerine yorsam da daha sonra esas sorunun gözü gibi baktığı BMW'sinde bilerek saçlarımı dökmem olduğuna kanaat getirmiş (bunu başkasından öğrendim). Bilerek saçları dökmek nedir, onu bir açıklayayım: saçlarımız açık, fönlü ve gayet uzun; şöyle bir toplayıveriyoruz saçımızı sonra elimizde kalan bir kaç teli yavaşça yere bırakıyoruz. Ama neymiş, bu hareketi sevgilimiz sandığımız salağın araba döşemesine yapmamalıymışız.

2. Nisan ayında biriyle tanıştım. Sanırım ondan hoşlanıyorum. İlişkimizin en güzel tarafı onun işinin garip periyotları nedeniyle düzenli olarak görüşemememiz. Bu durum sanki kötü bir şeymiş gibi kulağa gelse de aslında tam da benim aradığım şey. Zaten her akşam "hadi gel çıkalım" dese çıkabilecek durumda değilim. (çocuğum küçük, işim gücüm okulum falan) Bir de g.tayağı gibi gelecek ama, özlemek güzel şey, özlenmek daha da güzel bir şey. Bence bu her şeyden kıymetli. Başka bir yazıda ondan biraz daha bahsedeceğim, tek maddeye sıkıştıracak değilim :)

3.İşimi değiştirdim. Baya yoğun çalışıyordum, ve şu an terfiyle çok daha düzenli bir yerde çalışmaya başladım. Mesaiye gelirken toopuklarım k.çıma vura vura geliyorum. Bağzı işlere cidden çok güzel.

4. 30 yaşımı doldurdum. Belki bana öyle geliyordur ama 18'den sonra benim için fazla bir şey değişmedi gibi. Yani 18 yaşında farklı bir şehire gidip tek başıma yaşamaya başlamıştım, ta ki boşanmaya karar verip ufacık bir bebekle ailemin yaşadığı şehre dönene kadar. Anne olmak da çok güzel tabi, ama hayattaki tek rolu "annelik" olan bir kadın olmak bana göre değil. Ha diyeceksin ki başka ne rolün var ne ayaksın, aktivist misin nesin? Yok anacım değilim, benim hayattaki en büyük gayem hep teenager neşesinde kalmak. İnci'de takılayım, torrent peşinde koşayım, xbox mı ps4 mü forumlara bakayım falan filan...

5.Hemen ertesi gün koşa koşa nüfus müdürlüğüne gidip yeni cüzdanımı aldım. Tekrar "bekar " yazan bir kimliğim olması için yaklaşık 5 yıl ve 6TL kaybetmem gerekmişti. Akıllı olalım arkadaşlar, parmağımızdaki evlilik alyansı ayağımızdaki pranga olabilir!

6.Bir arkadaşımın bana 30 yaş kıyağı olarak The Wall'u beleş izleme şansım doğdu. Gerekli olan tek şey ailemin 24 saatliğine oğluma bakabilmesiydi. Bu teklifi sununca evde (en son 12 sene önce yaşanmışlarından) bir star wars yaşandı. Sorumluluklarım ve artık 18 yaşında olmadığım hatırlatıldı. İşin aslına pakarsanız pink floydu öyle aman aman sevmem bile ama yine de izlemek isterdim.

7.Insanity Workout DVD'si aldım. aldıktan 11 ay sonra cesaret edip başlayabildim. İlk hafta en ufak kasımı bile kıpırdatmak acı verdi. Şükürler olsun atlattık, araya 1 hafta hastalık girdi ama olsun ben yine devam ederim. Sezaryen olmak zorunda kalan vucudumu s.keyim. o karın kasları bir kez kesilince iflah olmadı :(

8.Şekeri bırakmak için çok uğraştım. Cidden. Ama başaramadım. Hayatta en büyük korkum diyabet veya kanser olmak, olmakla yetinmeyip ölmek ve oğlumun velayetinin ex'e verilmesi. Ölmek değil de çocuğumun o hıyarla yaşayabileceği fikri beni fena ürkütüyor. Aslında k.çımı toplayıp "eat clean" olayına girmeliyim.

9.Dövme yaptırmaya karar verdim. Anneme bu konudan bahsetmeli miyim emin değilim.

10. Carcass'ın albüm şahane!

11.Bir daha çocuk sahibi olmak istemiyorum. Yani bunu yapacak biyolojik yeterliliğim olsa bile (sonuçta bi sperm gerek) bunu istemiyorum. Cidden. Daha geçen hafta ikinci çocuğunu doğurmuş bir arkadaşıma hayırlı olsun demeye gittik. Orada oturdupumuz 1 saat içinde bu karar gittikçe daha mantıklı gelmeye başladı. Başkaları çok çocuklu aileleri seviyor olabilir ama bu iş bana göre değil.

12. Aslında bunu araya eklemek gerekiyor ama moralimi fevkalade düzelten bazı şeyler oldu. Seneler seneler evvel yaşadığım şehirde lokal bir rockband vardı ve bateristiyle de hafif bir kıvılcım durumları olmuştu. Facebook'un tanıyor olabileceğiniz kişiler önerisinde onu görünce "beni hatırladın mı" diye laf attım. Tam bir rezil gibi facebook abazası oldum derken beni 10 yaş gençleştiren cevap geldi "hiç unutmadım ki ;)"
Her hafta onun grubunu izlemeye giderken ex'le tanışınca tüm sosyal hayatıma sünger çekmiştim, oysa mr.bagetsavar uzun süre beni beklemiş, ve hatta gitarist de bana yazıyormuş (ama evli erkekler benim için görünmezlik pelerinine bürünmüş oluyorlar) ben hiç fark etmemişim. (mr.bagetsavar'ın da evlendiğini öğrenince bir anda onu da pelerinin içine sokuverdim)

13. STAR WARS ULAN!!!!!!!!!! Fragmanı izledim, 2014'ü hevesle bekliyorum.

2014'ü her şekilde daha şahane bir yıl olarak bekliyorum. Direniş'e katılmadım ama tüm kalbimle destekledim. Umarım Tayyiban'dan kurtuluruz. Breaking Bad bitti ama daha şahane diziler bekliyorum. ve önümüzdeki 10 sene süpersonik festivaller/konserler yapılmazsa çok mutlu olurum, büyümesi gereken bir çocuğum var, 10 sene sonra birlikte gidebileceğiz etkinliklere ;)

Belki kendime bir rosetta stone bile alabilirim huh :P

29 Haziran 2013 Cumartesi

lars von trier'den yeni film: nymphomaniac

 How does an ordinary bag of chocolate sweets become a symbol of sexual victory?

lars von trier'den yeni film: nymphomaniac

Hödüğün tekiyle evli olmam, hamileliğim, bekar anne ve beş parasız olmam nedenleriyle uzun süredir takip edemediğim sinema dünyasına artık (eskisi gibi olmasa da) kaldığım yerden dönebileceğimi düşünüyorum.

Özellikle son 3 yıldır değil film izlemeyi kim ne yaptı yorumlar nasıl takip bile edemedim.

Hayli tartışmaya açık bir film çok merak ediyorum.


the faithful lover

Bahar geçti ama bu hayatımızın baharı.

Bu akşam geleceksin ve birer buzlu kahve içeceğiz, veya yarın sabah birlikte kahvaltı edeceğiz.

Geleceksin ya çok mutlu edeceksin beni.



"i hesitate to write about the spring
there's a fear with all that loveliness
the wilderness i feel in everything
though not alone i think of loneliness

oh do not count on me for anything
although i love you as i do the spring

of gods late isolation in the sky
of wisdom turned dispear not happiness
while we are together you and i
abandone promises of future bliss

but love me with the truth now in your eye
regard the early falling leaf a kiss
regard fidelity a passing thing
it gives me courage when i tell you this"

robert pack

25 Haziran 2013 Salı

Bekar Anneler İçin Hayatta Kalma Önerileri

1. Yardım almayı kabul et : Ailenden, arkadaşlarından, komşularından, iş arkadaşlarından... Her şeyin tek başına üstesinden gelemezsin. Kimse bekar bir anneden daha güçlü değildir, ama senin de kriptonitle karşılaşacağın anlar olabilir.
(Buraya eski eşin ve ailesinden de yardım alabilirsin yazabilirdim ama benim durumumda karşımda o nitelikte insanlar olmadığı için bu kişileri pas geçtim. Seninkiler öyle olmayabilir. Şanslısın)

2. Etrafta çift görünce üzülmeyi bırak: Bahsettiğim romantik anlar değil (aslında o anlar da olabilir, ama ben şu anda hala taze boşanmış sayılırım ve romantizmi midem kaldırmıyor) çocuğun sokak ortasında histeri krizine girdiğinde veya 18 kilo olduğu halde hala bütün yolu senin kucağında yürümek istediğinde etrafa bakıp bu gibi durumlarda yükü iki ebeveynin paylaştığını görüp üzülüyor olabilirsin. Üzülme. Bekar anneyken diğer annelerden çok daha fazla üzüleceksin ama bonus olan sarılmaların öpücüklerin hepsini sen kapacaksın :)

3. Çocuk bakımı konusunda kendini geliştir : Bulabildiğin kitapları, blogları oku. Yaşadığın şehirdeki seminerlere katıl. Senin arayıp da bulamadığın çözümü bir başkası çoktan bulmuş olabilir. Çocuğunu yatırdıktan sonra veya gün içinde fırsat bulduğunda (10-15 dk bile olsa) bunu yapmaya çalış.

4. Vücudunu ihmal etme, sen makine değilsin : Hiç zamanın olmadığını düşünden bile kendine rahatlamak için zaman ayır. Mümkünse spor yap. Pahalı bir spor salonuna üye ol ve 2-3 kere gidip bir sonraki yıla kadar yat demiyorum :) Spor yapmanın maliyetsiz yolları da var. Ben de şu anda uygulamıyorum bunları ama inan bana iyi biliyorum ve göstereceğim.

5. Kendini ihmal etme : Sen iyi ve sağlıklı bir insan olduğun sürece çocuğun da iyi ve sağlıklı olur. Bir şekilde sosyal hayatını devam ettir. Dışarı çıkacak vaktin olmasa bile sosyal olmak için internetin olması yeterli değil mi?

6. Kendin gibi olanları bul : Dışarda bir yerlerde bir sürü bekar anne var, bazılarıyla aynı meslektesin. Tanış, birleş.

7. Olanlar yüzünden eski eşini suçlama, kendini de suçlama : Bu bir süreçti, yaşandı ve bitti. Kin tutmak sadece enerjini azaltır. Geçmişe takılıp kalma. Asla ama asla çocuğuna babasını kötüleme. Belki tam tersini babası (ve babasının ailesi) ona yapıyor olabilir. Çocuğuna gerçekleri anlatabilmek için kanıtlarını sakla. Zamanı gelince bunları görecek ve kimin haklı kimin haksız olduğunu anlayacak. Ona seçme şansı tanı.

8. Dedikodulara kulak asma : Neden bilmiyorum ama içimizde insan görünümlü bazı garip canlılar var ve senin mutsuzluğun onları alçakça sevindiriyor. Onlara bu fırsatı verme. Sen artık kurban değilsin, yolunda gitmeyen o evlilik sırasında bir kurbandın ama artık kurtuldun. Güçlü ol, ayakların üzerinde dur.

9. Paranı iyi değerlendirmeye çalış : Aslında bu fikir üzerine blog yazmayı amaçladım. Bazı basit şeyleri kendin yaparak tasarruf edebilirsin. Bunlardan bahsedeceğim. Kıyafet-ayakkabı ve çantalara o kadar para harcama. Ne zorlukla kazandığını düşün. Çocuğun 39 derce ateşliyken işe gitmek zorunda olduğun zamanları hatırla. İşte bu şartlarda kazandın sen o parayı. Harcarken dikkatli ol.

10. Denizde başka balıklar da var : Hayatında gördüğün ilk erkek kocandı veya değildi ama sonuncusu o olmayabilir. Bir yerlerde senin de hayat arkadaşın, ruh ikizin olabilir. Ama önceliğin çocuğun olduğunu asla unutma ve karşındakine de bunu kavrat.


24 Haziran 2013 Pazartesi

Tick Tack

"Bir bakıyorsunuz üç, bir bakıyorsunuz hiç" Ö.ASAF

Bu saat 2007'de dizayn ödülü almıştı. Görür görmez aşık oldum. Ex de saatlere ne denli düşkün olduğumu bildiğinden bu saati ilk gördüğüm AVM'de "ben bir sigara içip geleyim olur mu" diyerek bana fark ettirmeden gidip almıştı. Bana verdiği ilk hediye değildi, sonuncusu da değildi. Ama şu anda ondan geriye kalan 3 nesneden biri.

Ex, senden tiksiniyorum öyle böyle değil. Mide bulantımı anlatmaya kelimeler yetmez. Ama bu saat var ya bu saat, en azından senden nefret etmemi engelliyor. Ona her baktıkça bir zamanlar ne kadar mutlu olduğumuz aklıma geliyor. Bu sayede kendimi affedebiliyorum.

Kendimi affetmezsem devam edemezdim.

İçimde sürekli yanan bir nefret ateşi olsa devam edemezdim.

Ama biliyor musunuz : I don't give a single fuck hahahahah!

Suicidal Tendencies'den gelsin:

i don't give a shit
i don't give a fuck
i don't give a shit
we don't give a fuck

your opinion don't mean shit to me
and your shit is about to fall
your rationale isn't rational
like bungie jumping off a 6 foot wall
i don't give a shit


B Yayın Hayatına Merhaba Diyor!

Ben B.
Me, myself and B'deki B.
İnci için geliyor "özet geç...!" :

Bekar anne olmadan önce ben de gençtim. Birisini çok sevmiştim. Sarı saçlı, mavi gözlü beyaz atlı prensimi... Evlendik ve mutluluğumuz bir bebekle taçlandı. Sonra prens kurbağaya dönüştü.
Aslında hep kurbağaydı.

Bu blog kurbağalı dönem sonrası siğil tedavisidir.